Sayfalar

12 Şubat 2011 Cumartesi

Hafif ve aydınlık görüntü veren bir fondöten , cilt ile inanılmaz derece bütünleşiyor . Yüzünüzde fondöten varmış gibi ağır ağır bir his yaratmıyor . Çok doğal duruyor , ayrıca ilerleyen saatlerde parlama yapmıyor . Kapatıcılığı güzel . Kalıp gibi ben burdayım diyen fondötenlerden değil çok doğal bir görünümü var . Fondöten arayışı içinde olanlar kesinlikle denemeli . Genelde fondötenlerin cilde zararı olabiliyor ama bu ürünü bende çok sevdim . Normalde sıklıkla pudra tercih ederdim ama bu ürün gerçekten güzel .

Fiyatı : 45 – 50 Tl civarı olmalı ( Fiyatı biraz can sıkıcı sanırım .)


Mac Peachykeen Allığın çok güzel bir tonu var , böyle şeftali pembemsi arası bir ton , ışıltıları var . Rengi çok güzel yansıtıyor . Çok yoğun sürmeye gerek yok fırçaya azıcık almak bile rengi oldukça belli ediyor . Sürüldüğünde çok canlı bir görüntü oluşturuyor bence .


Primer arayışındaydım uzun zamandır ve Sephora Smoothing Primer ile tanıştım . Bu ürün pompalı bir ambalajda bu benim için hijyen açısından oldukça önemli . Sürüldüğünde cildi matlaştırıyor , parlamasını engelliyor . Çok fazla uygulamaya gerek yok , azıcık sürmek yetiyor. Yumuşacık , kadifemsi bir yapıda oluyor cildiniz ve zor uygulanan kapatıcılar daha kolay dağılıyor . Hele birde kapsamlı fondötenli pudralı makyaj yaparsanız cilt inanılmaz pürüzsüz görünüyor . Ürün 15ml , Fiyatı 27 TL


Mac uygun fondöteni seçmekte işimizi inanılmaz kolaylaştırıyor . Artık cildinize ve zevkinize uygun Mac Fondötenleri kolaylıkla hemde denemeden tespit edebileceksiniz . Sanıyorum bu uygulama çok işimize yarayacak .
Bu online uygulama için buraya girmeniz yeterli ; http://www.maccosmetics.com/product/158/13055/Foundation-Finder/index.tmpl?cm_mmc=email-_-January-_-01_19Foundation_NE_US_Other-_-foundation

Anketi uyguladım ve bana önerilen ürün ; 
studio sculpt spf 15 foundation .
Sizde denemlisiniz bence . :)


Oje koleksiyonuma yeni kattığım bir renk Alix Avien 220 , mercan rengi yada nar çiçeği kırmızısı diyebiliriz. Tırnakta çok güzel duruyor. Oldukça opak bir renk , 2 kat uyguladım. Kalın bir tek kat uygulandığında da aynı sonucu elde edebilirsiniz .



Ruj olarak canlı , iddialı tonları çok seviyorum . Flormar bu aralar çok güzel uçuk pembe ve ona benzer tonlarda rujlar çıkartmış . 


Buna benzeyenleri var mesela . Resmini çekme fırsatı bulursam koyacağım . Ayrıca fiyatıda 8 lira civarı birşeydi yanlış hatırlamıyorsam :)

Gelelim sıradaki ürüne ; Inglot Face and Body Illimunator 61 . hijyen ve ürünü uzun süre steril olarak kullanabilmem için çok önemli bir özellik . Ayrıca bu sayede kolayca kullanabiliyorum , gereken miktarda ürünü rahatlıkla alabiliyorum .
Ürün  sedefli hoş bir aydınlatıcı , uygun bir fırça yardımıyla dağıtarak aydınlatmak istediğiniz ve ışıltılı görünmesini istediğiniz bölgelere rahatlıkla uygulanabilir. Ayrıca bu ürünü fondotenle karıştırarakta uygulayabilirmişiz , daha aydınlık bir görünüm elde edilirmiş o zaman . Kaş altı , dudak üstü , göz altlarına çok yaklaşmadan elmacık kemiklerinize hatta gölgeli makyaj yapmak istediğiniz de burun kemiklerine doğru da uygulanabilir . Beyaz bir ürün ancak ben buğday – esmer arası bir ten rengine sahibim gayette hoş oluyor . Bu ürünü Sigma E25 Blending fırçası ile uygulayabilirsiniz mesela . Ama fırçayla uygulamayı sevmiyorsanız elinizlede yapabilirsiniz , yine aynı sonuca ulaşırsınız .
Ürün : 15 ml , Paraben içermiyor ve hayvanlar üzerinde de test edilmemiş .
Fiyatı : 43 TL 



New York Sokak Modası







Farklı , orjinal giysileri daha çok seven ve tercih eden bir insan olmuşumdur hep . Mesela sürekli ugg-timberland vs. giyen kızlar hoşuma gitmez en başta . Klonlanmış gibi birşey moda oldumu, herkes onu  giymeye başlıyor . İnsan kendi tarzını yaratmalı bence . Bu kıyafetleri çook beğendim. Güzel ve orjinaller .

21 Ocak 2011 Cuma

Yorgunum. Göz kapaklarıma ağırlık çökmüş, gözlerim küçülmüş uykusuzluktan ama buz gibi yatağıma girmek istemiyorum. Boğazımdaki o yumruk hissiyle kala kalıyorum. Ben... üşüyorum. Yanaklarım yanıyor ama buz gibi ellerim. Korkuyorum. Küçük bir yastığım var, hep ona sarılıyorum. O olmasa ne yapardım bilmiyorum. Kendimi alı koyamıyorum; hem kalbime hançerler saplanıyor her geçen dakika, hem de hala aklımda sen varsın. Hala senin için ölebilirim. Oysa sen... Sen, beni düşünmüyorsun bile. Ben yokum senin için artık. Acımasızca çarpıyorsun suratıma sözlerini, ben hep koşuyorum, düşüyorum, dizlerim kanıyor yine, yoksun, git, hayır dur, gitme kal, nolur... Hazır değilim buna. Sensizliğe hiç hazır değilim ben. Ellerimi ellerinde hayal etmekten vazgeçemiyorum bir türlü. Bakışlarımı yakalama diye kaçırıyorum gözlerimi gözlerinden. Seninle konuşurken hiç gözlerinin içine bakamıyorum. Kaybolmaktan korkuyorum belkide. 


Hem, hiç bir zaman tam anlamıyla benim olmayacaksın ki. Başkalarının oluyorsun her seferinde. Biliyorum. 


Sen haksızsın ama yinede bana kızıyorsun. Ağlıyorum, gidiyorsun. Küçük bir çocuk gibiyim tıpkı. Ağladıkça senin dahada güçlendiğini biliyorum ama eziliyorum karşında, minicik avuçlarımı dudaklarıma götürüyorum ve senin tadını arıyorum çaresizce.


 Kalbime söz geçiremiyorum, bağırıyorum ama benden başkası duymuyor sessiz çığlıklarımı. Unut onu kalbim, unut ! O seni hak edecek ne yaptı ki hem ? Onu severek yıprandın sadece günden güne, ve mor kapaklı defterinin sararmış sayfalarına anlattın acılarını. Tek yapabildiğin buydu. Güçsüzdün hep onun karşısında. 


Günler birbirlerini kovalıyordu ve ben, her gece melekler onun adını fısıldarken kulağıma; sabaha karşı uykuya dalıyordum. 4 saat falan uyuyabiliyordum sadece. Uyandığımda yine aklımda o oluyordu. Oysaki sabah kalktığımda sadece alarmı kapatmam gerektiğini düşünmeliydim. 


Adın dudaklarımda bir sır gibi. Sana sarılmak, şuan seninle olmak için neler verebileceğimi biliyor musun ? Bilmiyorsun. Sen... sen sadece beni acıtmaya çalışıyorsun. Aramızdaki hem nefret, hemde aşk. Bunu göremiyorsun. Benden uzaklaşıyorsun gitgide. Benden uzaklaşmanın tek yolu bu... Unutuyorsun. Zor olmuyor. Alışıyorsun. Ben unutamıyorum bak; hala buradayım, üşüyorum. Artık senin hayatındaki hiç kimseden farkım olmadığını biliyorum ve sen başkalarını severken, odana sızan ay ışığı gibiyim ben. Farkıma bile varmıyorsun. YETER ARTIK ÜŞÜMEK İSTEMİYORUM. Gelip bana sarılmanı istiyorum, o zaman üşümek bile güzel sayılabilirdi senin kollarında olduktan sonra. Benimse tek yaptığım, bize ait olan o şarkıları dinleyip kendime can çekiştirmek, seni düşünmek. Her saat. Her dakika. Senden uzaklaşmak istiyorum artık. Canımı öyle bir yakıyorsun ki. Senin verdiğin acı bile zevk veriyor sanki artık bana. Kaçamıyorum senden. Kalbim hiç söz dinlemiyorki hem. Ben hiç, hiç uyuyamıyorum. 


Her şey bitiyor. Sonra bir şarkı açıyorsun. İşte o bitmek bilmiyor. Senin gibi sevgilim. Sana benziyor.

18 Ocak 2011 Salı

Parmaklarıma vişne çürüğü rengi ojelerimi sürüp, derin yırtmaçlı fıstık yeşili elbisemi giyerek, yağmurda ıslanmamak için şemsiyemi; kavurucu güneşten beynim pişmesin diye hasır şapkamı alarak istiklal sokaklarında göbek atmak istiyorum.

Hayattan uyum beklemeyin, boşuna geçirirsiniz zamanı.

17 Ocak 2011 Pazartesi

Çatlayan Oje!


İlk kez tumblr'da görmüştüm bende. Çok hoşuma gitti, Watsons'ta rastladım geçen gün ve koyu lacivert, kırmızı ve koyu pembe renklerini aldım. Alix Avien adlı markanınkilerden. Zaten sadece onlar vardı, başka markalarında varsa bilmiyorum... Ablam her ne kadar beğenmemiş, "bozulmuş oje gibi duruyor" demiş olsada ben çok sevdiim. Altına siyah veya beyaz renkte bir oje sürüp üzerine bu çatlayan ojeyi sürünce çok hoş duruyor bence. Ayrıca bu aralar fena halde oje düşkünlüğüm var. Sürekli oje alıp duruyorum ^^

Bu aralar chanel'in şu 3 rengi çok moda ve bende aşırı beğeniyorum;


Toprak rengi olandan aldım bugün. Sadece bir ojeye o kadar para vermem, değmez diye düşünüyorsanız "pastel" adlı markanında aynı renkte ojesi var. Chanel ojeye 60 lira vermek yerine ona 1-2 lira vermek daha mantıklı aslında ama değiyor bir şekilde ^^

Ayrıca yine bunlara yakın, şu tonlarıda çok seviyorum;


Buda o kahverengimsi tonun tırnakta duruşu;



Bu arada Chanel'in bu rengide çok beğendiklerim arasında;



Sevilla 144 Oje, Mikro ışıltıları olan patlıcan moru bir oje, yine yılın moda renkleri arasında. Chanel Paradoxal'a alternatif olarak öneriliyor. Chanel Paradoxal almak isteyip paradan tasarruf etmek istiyorsanız Sevilla 144 ihtiyacınızı giderecektir. -Ben Ankara'da yaşadığım için, bu kısmı Ankarada olanlar için yazıyorum; Sevilla Arcadium'da var benim bildiğim birtek ama çok güzel renkte ojeler var. Tabi Flormarda'da çok fazla çeşit var.

Makyaj malzemesi alışverişinden asla ama asla vazgeçemiyorum !
Şu sıralar mac'in pudra ve rimel'leriyse kesinlikle vazgeçilmezim.

MAC – Studiofix Powder+Foundation - Şimdiye kadar kullandığım en iyi ürün 2010 yılının en iyi keşfi , cilde uyumlu olan renk seçilirse harikalar yaratıyor. Mükemmel.



Allık olarakta flormar'ın şeftali tonlarındaki allığı kesinlikle ideal geliyor bana.


Gelelim eye-liner'a. Bakışlara daha derinlik verdiğini ve gözün şeklini muhteşem gösterdiğini düşünüyorum.
Zaman zaman kalem şeklinde zaman zamanda fırça ile mac fluidline blacktrack kullanabilirsiniz..



Duj jeli olarak the body shop'ın çilekli duj jelini kullanıyorum ve kokusunu çok seviyorum :).



The body shop'ın love serisinide önerebilirim size. Özellikle parfümü. Ben kullandım ama şişesi küçük olduğundan -resimde gördüğünüz en büyük boyu, düşünün yani- çok çabuk bitiyor. Bunun dışında beğendiğim ve vazgeçemediğim parfümlerse;







15 Ocak 2011 Cumartesi













Çoğunlukla ünlü markaların makyaj malzemelerini koymak istedim... Hepsi birbirinden güzel ^^ 
Üşenmedim, ikili ikili birleştirdim ordan burdan karışık olarak topladığım resimleri.
Umarım güzel olmuştur.