Sayfalar

21 Ocak 2011 Cuma

Yorgunum. Göz kapaklarıma ağırlık çökmüş, gözlerim küçülmüş uykusuzluktan ama buz gibi yatağıma girmek istemiyorum. Boğazımdaki o yumruk hissiyle kala kalıyorum. Ben... üşüyorum. Yanaklarım yanıyor ama buz gibi ellerim. Korkuyorum. Küçük bir yastığım var, hep ona sarılıyorum. O olmasa ne yapardım bilmiyorum. Kendimi alı koyamıyorum; hem kalbime hançerler saplanıyor her geçen dakika, hem de hala aklımda sen varsın. Hala senin için ölebilirim. Oysa sen... Sen, beni düşünmüyorsun bile. Ben yokum senin için artık. Acımasızca çarpıyorsun suratıma sözlerini, ben hep koşuyorum, düşüyorum, dizlerim kanıyor yine, yoksun, git, hayır dur, gitme kal, nolur... Hazır değilim buna. Sensizliğe hiç hazır değilim ben. Ellerimi ellerinde hayal etmekten vazgeçemiyorum bir türlü. Bakışlarımı yakalama diye kaçırıyorum gözlerimi gözlerinden. Seninle konuşurken hiç gözlerinin içine bakamıyorum. Kaybolmaktan korkuyorum belkide. 


Hem, hiç bir zaman tam anlamıyla benim olmayacaksın ki. Başkalarının oluyorsun her seferinde. Biliyorum. 


Sen haksızsın ama yinede bana kızıyorsun. Ağlıyorum, gidiyorsun. Küçük bir çocuk gibiyim tıpkı. Ağladıkça senin dahada güçlendiğini biliyorum ama eziliyorum karşında, minicik avuçlarımı dudaklarıma götürüyorum ve senin tadını arıyorum çaresizce.


 Kalbime söz geçiremiyorum, bağırıyorum ama benden başkası duymuyor sessiz çığlıklarımı. Unut onu kalbim, unut ! O seni hak edecek ne yaptı ki hem ? Onu severek yıprandın sadece günden güne, ve mor kapaklı defterinin sararmış sayfalarına anlattın acılarını. Tek yapabildiğin buydu. Güçsüzdün hep onun karşısında. 


Günler birbirlerini kovalıyordu ve ben, her gece melekler onun adını fısıldarken kulağıma; sabaha karşı uykuya dalıyordum. 4 saat falan uyuyabiliyordum sadece. Uyandığımda yine aklımda o oluyordu. Oysaki sabah kalktığımda sadece alarmı kapatmam gerektiğini düşünmeliydim. 


Adın dudaklarımda bir sır gibi. Sana sarılmak, şuan seninle olmak için neler verebileceğimi biliyor musun ? Bilmiyorsun. Sen... sen sadece beni acıtmaya çalışıyorsun. Aramızdaki hem nefret, hemde aşk. Bunu göremiyorsun. Benden uzaklaşıyorsun gitgide. Benden uzaklaşmanın tek yolu bu... Unutuyorsun. Zor olmuyor. Alışıyorsun. Ben unutamıyorum bak; hala buradayım, üşüyorum. Artık senin hayatındaki hiç kimseden farkım olmadığını biliyorum ve sen başkalarını severken, odana sızan ay ışığı gibiyim ben. Farkıma bile varmıyorsun. YETER ARTIK ÜŞÜMEK İSTEMİYORUM. Gelip bana sarılmanı istiyorum, o zaman üşümek bile güzel sayılabilirdi senin kollarında olduktan sonra. Benimse tek yaptığım, bize ait olan o şarkıları dinleyip kendime can çekiştirmek, seni düşünmek. Her saat. Her dakika. Senden uzaklaşmak istiyorum artık. Canımı öyle bir yakıyorsun ki. Senin verdiğin acı bile zevk veriyor sanki artık bana. Kaçamıyorum senden. Kalbim hiç söz dinlemiyorki hem. Ben hiç, hiç uyuyamıyorum. 


Her şey bitiyor. Sonra bir şarkı açıyorsun. İşte o bitmek bilmiyor. Senin gibi sevgilim. Sana benziyor.

18 Ocak 2011 Salı

Parmaklarıma vişne çürüğü rengi ojelerimi sürüp, derin yırtmaçlı fıstık yeşili elbisemi giyerek, yağmurda ıslanmamak için şemsiyemi; kavurucu güneşten beynim pişmesin diye hasır şapkamı alarak istiklal sokaklarında göbek atmak istiyorum.

Hayattan uyum beklemeyin, boşuna geçirirsiniz zamanı.

17 Ocak 2011 Pazartesi

Çatlayan Oje!


İlk kez tumblr'da görmüştüm bende. Çok hoşuma gitti, Watsons'ta rastladım geçen gün ve koyu lacivert, kırmızı ve koyu pembe renklerini aldım. Alix Avien adlı markanınkilerden. Zaten sadece onlar vardı, başka markalarında varsa bilmiyorum... Ablam her ne kadar beğenmemiş, "bozulmuş oje gibi duruyor" demiş olsada ben çok sevdiim. Altına siyah veya beyaz renkte bir oje sürüp üzerine bu çatlayan ojeyi sürünce çok hoş duruyor bence. Ayrıca bu aralar fena halde oje düşkünlüğüm var. Sürekli oje alıp duruyorum ^^

Bu aralar chanel'in şu 3 rengi çok moda ve bende aşırı beğeniyorum;


Toprak rengi olandan aldım bugün. Sadece bir ojeye o kadar para vermem, değmez diye düşünüyorsanız "pastel" adlı markanında aynı renkte ojesi var. Chanel ojeye 60 lira vermek yerine ona 1-2 lira vermek daha mantıklı aslında ama değiyor bir şekilde ^^

Ayrıca yine bunlara yakın, şu tonlarıda çok seviyorum;


Buda o kahverengimsi tonun tırnakta duruşu;



Bu arada Chanel'in bu rengide çok beğendiklerim arasında;



Sevilla 144 Oje, Mikro ışıltıları olan patlıcan moru bir oje, yine yılın moda renkleri arasında. Chanel Paradoxal'a alternatif olarak öneriliyor. Chanel Paradoxal almak isteyip paradan tasarruf etmek istiyorsanız Sevilla 144 ihtiyacınızı giderecektir. -Ben Ankara'da yaşadığım için, bu kısmı Ankarada olanlar için yazıyorum; Sevilla Arcadium'da var benim bildiğim birtek ama çok güzel renkte ojeler var. Tabi Flormarda'da çok fazla çeşit var.

Makyaj malzemesi alışverişinden asla ama asla vazgeçemiyorum !
Şu sıralar mac'in pudra ve rimel'leriyse kesinlikle vazgeçilmezim.

MAC – Studiofix Powder+Foundation - Şimdiye kadar kullandığım en iyi ürün 2010 yılının en iyi keşfi , cilde uyumlu olan renk seçilirse harikalar yaratıyor. Mükemmel.



Allık olarakta flormar'ın şeftali tonlarındaki allığı kesinlikle ideal geliyor bana.


Gelelim eye-liner'a. Bakışlara daha derinlik verdiğini ve gözün şeklini muhteşem gösterdiğini düşünüyorum.
Zaman zaman kalem şeklinde zaman zamanda fırça ile mac fluidline blacktrack kullanabilirsiniz..



Duj jeli olarak the body shop'ın çilekli duj jelini kullanıyorum ve kokusunu çok seviyorum :).



The body shop'ın love serisinide önerebilirim size. Özellikle parfümü. Ben kullandım ama şişesi küçük olduğundan -resimde gördüğünüz en büyük boyu, düşünün yani- çok çabuk bitiyor. Bunun dışında beğendiğim ve vazgeçemediğim parfümlerse;







15 Ocak 2011 Cumartesi













Çoğunlukla ünlü markaların makyaj malzemelerini koymak istedim... Hepsi birbirinden güzel ^^ 
Üşenmedim, ikili ikili birleştirdim ordan burdan karışık olarak topladığım resimleri.
Umarım güzel olmuştur.

İşte böyle bir elbise istiyorum. ^^


Çok tatlı ya. Bayıldım.


Hepsi birbirinden renkli ve yazın giymek için ideal. Benim oluuun!


Bu gelinliğe aşık oldum hatta kendi gelinliğiminde böyle birşey olmasını çok istiyorum.


 Sade şıklığı temsil eden, kenarında tülden yapılmış güller vs. olan elbiseleri çok beğeniyorum.


Uzun elbise pek sevmem aslında. Ama bunları beğendim.


Yine abartılı olmayan sevimli bir elbise.


Kemerle, kolyelerle falan kombinlenince çok güzel durmuş.


Böyle upuzun kuyruğu olan elbiseleri çok seviyorum.


Soldakinin elbisesi çok güzel.


Düz bi elbise ama tam parti havası var. 

 Sırt kısmı çok güzel.

Yine renkli ve sevimli bir elbise.


İşte bu baya tatlıı.


 Yine upuzun kuyruğu olan çok tatlı bi elbise veya gelinlik. Tam olarak çözemedim.


 Renkler çok güzel ve orjinal bir elbise. Hem şık hemde günlükte giyilebilir.


Leopar deseninin güzel kullanıldığı bir elbise.

Topuklu Ayakkabılar


Bir kadına doğru ayakkabıyı verindünyayı fethedecektir.


-Marilyn Monroe



Mesela bana bu ayakkabıyı verseler, dünyayı fethetmektende fazlasını yapacağımı düşünüyorum ^^


Bu ayakkabının markası Chanel. Blake Lively giymişti. Çok beğendim.



..I'm sorry i've already made my wish 
But cinderella's got to go.


Çantaya mı, ayakkabıya mı iltifat etsem bilemedim. 

 Çok güzeller. ^^


Mesela bu ayakkabının arkasına öldüm, bittim. Çok orjinal. Ama şu sivri burun hoşuma gitmedi hiç.


Sade bir şıklık için ideal diye düşünüyorum...


Fazlasıyla orjinal bir ayakkabı ve benim hoşuma gitti.